Prof. Dr. Yonca Tabak
Alerji ve astım günümüzde en sık rastlanan ve hızla artmaya devam eden
kronik hastalıkların başında geliyor.
Dünya’da çocuk ve erişkin yaklaşık 300 milyon kişinin bu hastalıktan
etkilendiği tahmin ediliyor. 2025 yılı itibariyle yaklaşık 100 milyon kişinin
daha astım olacağı ön görülmektedir.
Batılı yaşam tarzını benimsemiş ülkelerde
daha sık görülen astımdaki bu artışın çevre ve beslenme tarzlarındaki
değişimden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Antioksidanlar bu konuda en çok araştırılan besin öğelerini
oluşturmaktadır.
Hava kirliliği, gıdaların üzerindeki, hatta kıyafetlerin yapımında
kullanılan bitkisel pamuk gibi malzemelerin üretimi sırasında kullanılan böcek
ilacı vb kimyasallar, ozon vücudumuzda oksidasyona neden olmaktadır.
Oksidasyonu bir demirin paslanmasına benzetebiliriz. Oksidan maddelerin
günümüzde alerjinin yanı sıra kansere de neden olabildiği gözlenmektedir.
Vücudumuzun bu diş etkenlerle mücadelede kullandığı bir antioksidan rezervi
vardır. Fakat bu rezerv aşıldığında oksidan maddeler alerjik hastalıkların
gerek ortaya çıkışına gerekse var olan alerjinin kötüleşmesine neden
olabilmektedir.
C vitamini, A vitamini, E vitamini
ve selenyum bilinen en etkin antioksidanlardır.
Selenyum
Kümes hayvanları, deniz ürünleri, et, sarımsak, soğan ve kırmızı biber
selenyumdan zengin gıdalardır.
Yapılan çalışmalarda, astımlı hastaların kan selenyum düzeylerinin düşük
olduğu gözlenmiştir.
Hamilelikte selenyumdan fakir beslenmenin bebekte selenyum eksikliğine yol
açtığı ve kan selenyum düzeyleri düşük doğan çocuklarda ileride daha fazla
astım geliştiği görülmüştür.
Bu yüzden gerek çocukların gerekse erişkinlerin selenyumdan zengin
beslenmelerinde fayda vardır.
E Vitamini
Önemli bir antioksidan olduğu bilinen E vitamininden zengin yeşil yapraklı
sebze, fındık-ceviz gibi kabuklu yemiş ve hububatların diyette bol yer alması
günlük alımı artıracaktır.
E vitamini eksikliğinin çocuklarda alerji gelişimini artırdığı; astım ve
alerjik nezleye yol açtığı görülmektedir.
Çocukların damak tadını sebze ve kuruyemişten yana düzeltmek için bu
gıdaların onların seveceği şekilde sunulması çok önemlidir.
Ispanaklı börek, cevizli meyve
tatlıları gibi sunumlar bu yönde çocukların ilgisini çekebilir.
A ve C-VİTAMİNİ; FLAVONOİDLER
C vitamininden zengin portakal, mandalina, kivi gibi gıdalardan zengin
beslenmek astımı olan çocuklarda hastalığın seyrine olumlu etki etmektedir.
A vitamininden zengin havuç, yumurta
gibi gıdaların dengeli bir şekilde beslenme düzenine sokulması çok önemlidir.
Benzer şekilde flavonoid (P vitamini)’ den zengin muz, elma ve elma suyu
tüketmenin de astım belirtilerini azalttığı gözlenmiştir.
OMEGA 3, OMEGA 6 YAĞ ASİTLERİ
Batılı beslenme tarzında omega-6 yağ asidi içeren margarin ve bitkisel
yağlardan zengin; omega 3 yağ asidi içeren taze yağlı balıklardan (ton balığı,
somon, alabalık) ve tereyağı gibi hayvansal yağlardan fakir beslenme ağırlık
kazanmıştır. Kalp sağlığı için yapılan önerilerin bu yönde katkısı olmuştur.
Diyette omega 3’ün azalması ;
omega-6 ‘nın artması alerji ve astım gelişimini arttırmaktadır.
Omega 3 yağ asidinden zengin yağlı balık veya balık yağı tüketmenin, zeytin
yağı ağırlıklı Akdeniz diyeti uygulamanın çocuk ve erişkinlerde astım riskini
azalttığı gösterilmiştir.
D VİTAMİNİ
Dünya’da alerji ve astım sıklığındaki hızlı artıştan kısmen D vitamini
eksikliği sorumlu tutulmaktadır.
Kışın kapalı alanlarda daha çok vakit geçirmek, yazın ise cilt kanseri
endişesi daha az güneşe çıkmak D vitamini sentezinin azaltmaktadır.
Özellikle çocuklarda D vitamini
eksikliğinin astımı ağırlaştırdığı görülmektedir. Bu yüzden özellikle kış
aylarında D vitamini içeren vitamin takviyeleri, balık yağı şurupları ile
birlikte verilebilir.
Alerji ve Astım Hastalarının Uzak Durması Gereken Gıdalar
Alerji ve astımı önlemek için tüketilmesi gereken gıdalar kadar,
tüketilmemesi gereken gıdalar da büyük önem taşımaktadır.
Özellikle son yılarda çocuklarda kötü beslenme sonucu oluşan reflü ve bunun
sonucunda gelişen astım vakalarına çok daha fazla rastlanmaktadır.
Reflü çoğu zaman sessiz reflü şeklinde hiç bulgu vermezken bazı çocuklarda
ses kısıklığı, geğirme, ağız kokusu, diş gıcırdatma, iştahsızlık, hıçkırık,
karın ağrısı, mide bulantısı veya kusma şeklinde kendini gösterebilmektedir.
Hiçbir şey yemiyor bari sevdiği kakaolu gıdaları tüketsin mantığı bu kısır
döngüyü daha da kötüleştirmektedir. Kakao, kahve gibi bol miktarda kafein
içeren bir gıdadır.
Kafein de mide başını gevşeten ve mide asit salgısını artıran bir maddedir.
Kakaolu çikolata, gofret, kakaolu fındık ezmesi, kakaolu süt gibi yiyeceklerin
çok tüketilmesi sonucu hiç alerjisi olmayan çocuklarda bile astım
gelişmektedir.
Mutluluk hormonu olarak bilinen endorfin salgılattığı düşünülen çikolata ve
içeriğindeki kakao çocuklarda bir tür bağımlılık yaratmaktadır.
Hele çocukta zaten astım varsa astımın doğal bir sonucu olarak gelişen
reflü kakaolu gıda tüketimi ile daha da kötüleşmektedir.
Bu nedenle çocuk beslenmesinde kakaolu , çikolatalı gıdaların çıkarılması
genel bir sağlık kuralı olmalıdır.
Günümüzde hamburger, patates kızartması, ketçap, mayonez ve kolalı içecek 5
‘lisi birçok çocuğun günlük beslenmesinin bir parçası haline gelmiş durumda.
Ancak yapılan çalışmalar gösteriyor ki haftada 1 ve daha fazla hamburger
tüketmek çocuklarda astım riskini belirgin biçimde artırıyor.
Haftada 3 ve daha fazla hamburger tüketen çocuklarda ise astım riski hiç
tüketmeyenlere kıyasla % 40 artıyor.
Oldukça yüksek olan bu rakam dikkatleri çocuklarımızın beslenmesine yeniden
çekmek için iyi bir neden.
Unutulmamalıdır ki, en iyi tedavi hastalığı olmadan önleyen koruyucu
tedavidir.
Bu tip yiyeceklerin evde
hazırlanması, gerek katkı maddeleri gerekse ketçap, mayonez gibi reflüyü daha
da artırıcı ek maddelerden uzak durulması açısından iyi bir alternatif
olacaktır.
Bu hazır gıda tüketimine çoğu zaman kolalı ve gazlı içecekler eşlik
etmektedir.
Kola kafein içerdiğinden ve gazlı içecekler reflüyü daha da artırdığından
uzak durulması gereken gıdalar içinde yer almalıdır.
Üzerinde durulması gereken, çocuk beslenmesinde yapılan en büyük
yanlışlardan birisi de çocuğa gece yatmadan önce süt içirilmesidir.
Alerjik astımı olan çocuğun mide başı normalden gevşek olduğundan bu
çocuklara içirilen süt yatar pozisyona geçildiğinde içeriğindeki mide asidi ile
birlikte yutma borusunda yukarı solunum sistemine kaçmaktadır.
Bunun sonucu olarak sinüzit, astım bronşit ve hatta larenjit olarak bilinen
ve ses kısıklığı ile seyreden krup atakları gelişebilmektedir.
Çocukların yatmadan önceki 2 saat su dışında bir gıda tüketmesi son derece
sakıncalıdır.
Özetlersek:
Alerji ve Astım Hastaları İçin Koruyucu Beslenme Önerileri
- Antioksidanlardan zengin havuç, yeşil yapraklı sebze, tam tahıllı ekmek, fındık-ceviz gibi kabuklu yemişler tüketilmesi,
- C vitamininden zengin portakal, mandalina, çilek,
kivi ağırlıklı olarak tüm meyvelerin diyette bol yer tutması,
- Flavonoidden zengin muz, elma ve elma
suyu tüketiminin artırılması,
- Omega 3
‘den zengin taze yağlı balık ve zeytin yağının bol tüketildiği Akdeniz
diyetinin tercih edilmesi,
- Anne adaylarının hamilelikte antioksidan ve omega
3’den zengin beslenmesi,
- Doymuş bitkisel yağ içeren hazır paketlenmiş
gıdalardan uzak durulması,
- Mümkün olduğunca doğal, taze hazırlanmış
gıdaların tercih edilmesi,
- Kış aylarında da güneşe çıkılması,
- Çocuklara
hangi yaşta olurlarsa olsunlar kışın D vitamini takviyesi yapılması,
- D vitamini dışındaki vitamin ve minerallerin hap
şeklinde değil mümkün olduğunca gıdalar yolu ile alınması..
Çocuk Beslenmesinden Uzak Tutulması Gereken 10 Gıda
1- Çikolata
ve kakaolu gıdalar
2- Kakaolu
fındık ezmeleri
3- Kolalı
içecekler
4- Çay, kahve
ve buzlu çay
5- Patates
kızartması, cips
6- Ketçap
7- Mayonez
8- Hazır
meyve suları ve gazlı içecekler
9- Hamburger,
pizza, lahmacun
10- Yoğun
baharat içeren sucuk, çiğ köfte vb. gıdalar
No comments:
Post a Comment